Bir Sayfa Seçin
misafir
Kapının önünde oturuyordum el salladı camdan. Baktım gülen bir yüz parıldıyor alacalı. Sonra yaslandığım kapı açıldı birden. Düştüm istemeden. Gülümsedi tekrar. İçeri geçtim tüm konukseverliğini gösterdi. Misafirdim. Gelirdim giderdim. Uzuun uzuuuun konuştuk. Hayattan, bizden, havadan, sudan, insanlardan; konuştuk sadece amaçsız, menfaatsiz. Tanımak istemiştik sadece birbirimizi, gördüğümüzden ötesini bilmek. Sonra ona alıştım. Herşeyimiz vardı hayallerimizde. Gerçek sandım hayallerimi, ev benimdi sanki. Yaşıyorduk ne güzel, hayat ne güzel. İnandım gerçekten inandım bu hayale. Ne hoştu…
Sonra kapı çaldı uyuyormuşum meğersem. Kahvem soğumuş. Günler geçmiş. Eski tebessüm kalmamış yüzünde beklediğim. Ben kalmaya niyetliydim. Burası benimde evimdi ne de olsa bana göre. Koridorda ufak bir yürüyüş ve bilmediğim bir kapı gördüm arkada. Şaşkındım tahmin edememiştim. Beni çıkışa uğurluyordu bilmediğim kapıdan. Karşı koymadım, ona karşı koyamazdım zorlayamazdım. Sonra vazgeçtim başladım konuşmaya, ikna etmeye, düşündürmeye. Olmadı… Yapabileceğim herşeyi yaptım. O kapıdan çıktım ayağımı eşikten zorla atarak. Bahçedeydik ama arkamdan oda geliyordu. Tek gözüm ondaydı. Başımı öne çevirdim ne göreyim! Bir mezar. Mezarı gösterdi. Anladım gömecekti. Hiç sesimi çıkarmadım ve sessizce hayallerimi uzattım çantamda sakladığım. Dedimya karşı koyamazdım artık, herşeyi yaptım yapabileceğim. Bundan ötesi incitmek olur… Mezara attı ve toprakla kapattı onları. Banaysa ona izin vermekten, onun narin ellerinin incinmemesi için küreği elinden almaktan ve güzel hayallerimin; geçmiş hayallerimizin üstüne biraz daha toprak atmaktan başka birşey düşmedi ne yazık ki.
Bir mezarda ben mi açsaydım acaba evimin arka bahçesine hayalleriyle ölen bir ben gömmek için…
Blacklight
Latest posts by Blacklight (see all)