Gündüze karışıyordu gece, uzayıp tükettikçe büyüyordu,
Bir an önce,
Sarmalıyım bedenini, tütünümü sardığım kağıt gibi narin ve ince,
Seni yakıp içime çekmeden önce, kollarımla kavramalı sert ve sessizce,
Bedeninin her kıvrımı, her çizgin başka bir rota, yeni bir bilmece,
İşte yine güneş doğuyordu ve kayboluyordu silüyetin yenilerek gerçeğe,
Yokolan varlığınla boğazında gevşeyen ellerimden doğduğunda yeniden o gece,
Dudaklarım vaftiz edecek bedenini,
Ve kelimeler süzülecek.
-Seni istiyorum.
Hep mi?
-Hayır, hiç olana kadar.
Latest posts by Blacklight (see all)
- Babam, Şefim, Erim… - Mar 14, 2023 @ 1:03
- Bir Dün, İki Ölüm, Üç Bugün - Eki 22, 2022 @ 2:29
- Korkuluk - Haz 28, 2022 @ 3:00