Bir Sayfa Seçin

“Aşk sizde olmayan bir şeyi bunu sizden istemeyen birine vermeye çalışmaktır.”
-jacques lacan

Adım rüya,ölecek yaştayım.Sizden bir farkım olmadığı gibi sol ayak serçe parmağım eksik (neden öyle olduğuyla ilgili bir anım yok) o yüzden daha az bir köşeye çarpıp küfrediyorum.İnsan anlatamıyorsa ki özellikle de anlamıyorsa yazar belki şimdi bende anlarım.(Saçmalığın itiraf namesi.) Kendi irademe olan inancım git gide azalsa da kendimden bahsedeceğim. Baştan başlayalım;
Babam sessiz bir adamdı.Böyle babalar vardır küçükken seni sevdiğini seninle oynadığını bildiğin halde birden bire
kaybolurlar,babalıktan erken emekli edilip sessiz bir otorite figürüne sürekli daha da uzaklaşan bir hatıra inancına dönüşürler.

Babam bunu ben ilkokulu bitirdiğinde yaptı oysa topluma göre 18 yıl yaşamış bir birey çocukluktan “terfi” ederdi yetişkinliğe.İşçi ustasıydı eve gelir,soyunur,yıkanır tabi bu sırada baba ile bu sessizliği paylaşan ama görmezden gelinme ile fedakarlık arasında sürekli kendine bir yer arayan annem çoktan yemeği hazırlamış olurdu. Bu hiç orgzm olmamış bu kadının görevleri vardı ve şikayetçi olduğu hep başka bir şeyler. Yerden kirli kıyafetleri toplayıp götürürken bunları düşünür. Kendiyle iligili bir endişesini kendiyle ilgili herhangi bir şeyi görücü “usül”ü evlendiği bu adamla paylaşamaz.

Sanki baba yalnızlığı seçmiş anne ise yalnız bırakılmıştır ve bunun sorun olmadığı inancıyla “yaşar”. Bu korkunç durum bir çok toplulukta aynı zamanda yaygın olan durumdur hatta bir çok topluluğu oluşturan bu küçük saçma yaşam biçimleridir.
İnsanın kendiyle olan hesaplaşması bitmez tükenmez bir debelenişken birbirlerine sundukları yaşam biçimi korkunç bir oyun alanıdır. Komik olan kısmı,ben ne zaman bunları düşünsem dışarıda durup hiç bir şey hakkında birazcık bilgisi olan bir yaratık gibi göz gezdirsem,asla aşılamayacak bir vicdan azabı duyarım.Sık sık annem kendine saplantı olarak benim ve abimin geleceğini seçerdi bu onun planlaması gereken ve bu zaman diliminde olacak her başarı yada başarısızlık onun eseri olacak bir şeydi. Kendinden kurtulmak için hepimiz başka birilerini seçeriz bazen bu seçtiğimiz başkası yine kendimiz olsakta. Bu durum her saplantılı küçük topluluğun bireylerinde yine o topluma göre psikolojik sorunlar oluşturur.Tabi bunlar
kişiliğin parçası oldukça toplumun da parçası haline gelir.Bu çoğumuz için umursamama ve hastalıklı tek perdelik aile draması yani hayatın büyük bir bölümü,aynı zamanda hayatının sürekli unuttuğu önemsiz bölümdü.(Çünkü bu hastalıklı sessizlik oyununu umursadığı her an acı vericiydi bu açlıktan ölen insanları düşünmekti,bu genel evlerde yaşayan çocukları düşünmekti,bu tecavüze uğrayıp korkuyla aradığı ailesinden saygının sevgiden daha önemli olduğuyla ilgili bir nutuk dinleyen genç gelini düşünmekti bu insanları düşünmekti.)Her insan biraz da her insan gibidir ve bunu her insan gibi kabul etmek istemez. Sonuçta acıyla dans ediyoruz.(Hayat bir kuyruk gibi bu durumda tanrı beklemek oluyor.) Ben bunları yazarken canımın,hoşlanmadığım türümüzün fertleriyle aynı kefede olması da etkili olabilir.

Adım rüya,benimle ilgili bilmeniz gereken en önemli şey sözlere çok önem verdiğimdir.Eğer birine bir söz verirsem bunu tutarım tutamazsam kendimle yaşamam yeterince zorken katlanılmaz hale gelir.(Çünkü asla babam olmayacağım asla bir sözüme ihanet etmeyeceğim.)Uzun lafın kısası benim aile oyunumun içinde abim eşcinsel olduğunu itiraf ettiğinde sessiz otorite
figürü düşündü onun kesin doğruları vardı o bir şeyleri en iyi bilendi o özeldi.Eve geldiğimde olayı anlamadan gerginliği hissettim,tam hikayenin başlangıcında gelmiştim.Annem her zaman olduğu gibi babamın arkasında sessizce kendi hayatının yarşımasında ikinci gelmiş gibi susuyordu.Ve hikaye başladı,NE DEMEK BEN GAYİM BENİ REZİL Mİ EDECEKSİN bunları söylerken abimin yakasına yapıştı ve tuttuğu gibi yere devirdi.(konuşmaları bitince oyuncular ikinci perde için yerini aldı)
Kendini sözlerle ifade edemeyen figür yumruklarını kullandı çocuğunun içinden şeytanı çıkarmak doğru yolu kazımak için tüm gücünü harcıyordu.Şoku atlattığımda bağırmaya başladım (eğer ona zarar vermeye devam edersen kendime zarar veririm)DUR!
DURUN! (tabiki işe yaramadı) gözlerimden istemsiz yaşlar boşalmaya başladı sinirden,bi şeylerden sürekli gözlerim akıyordu.DURUN!(İnsan böyle durumlarda ne yaptığını sonradan farkediyor o an için sizi aklınızın bir köşesinde sırf böyle bir zaman için bekleyen başka bir kişilik kullanıyor)NOLUUR! DURUN!(ben bağırdıkça inmek için havaya kalkan elden kanlar fışkırıyor.)Abimin tanınmaz hale geldiğinde son bir çığlıkla KENDİMİ ÖLDÜRECEM! diye bağırıyorum ve kendine gelen gönülsüz otorite bir yumruğuna bir de bana bakıyor.(bana baktığında ne düşündüğünü biliyorum benim gey olduğumu açıklamam onun için daha mantıklı olurdu.) O durduğunda hepimizin at gözlükleri parçalandı inanışımızdan kaynaklı aile dediğimiz şey yok oldu.
Abim kendine geldiğinde yanında bir tek ben vardım.Yanında beni gördüğünde gülümsedi gülümsediği içinde canı acıdı bu sahne her zaman aklımdadır duyduğu o acı kendi acımda bir yerlere karıştı.Evi terkedip arkadaşının yanına yerleşti ve gitmeden bana bir söz verdi,düzenini kurunca beni de yanına alacaktı.
Bu olaydan iki ay sonra abim öldü tanrıya inanmayan biri için daha cenaze namazı kılındı.Geride tutulmayan bir söz bıraktı ve ölümünün ayrıntılarını.(Gece sarhoş bir halde bir gay bardan çıkarken sarhoş iki adamdan birinin attığı söze boş bulunup kafasını çevirip bakmış.Tabi haklı olarak katili bu iki saniyelik bakış karşısında durarak tüm erkeklik gururunun yerle bir oluşunu seyretmektense üstüne yürümüş.Abim bu tip durumlara alışık olması ve iyi olduğunu düşünen her insan gibi incitmekten
ve incinmekten çekindiği için arkasını dönüp takmamış.Katili hayatı boyunca gayet doğal bir şekilde kaale alınmamanın acısını biraz olsun anlasın diye bıçağını kullanmış.Katili bulundu mu bulunmadı mı bilmiyorum umrumda da değil.İntikam almak istiyorum ama tüm insanlıktan.)

Adım rüya,çoğu insan hayatının bir bölümünde mantığına giden yolları kaybediyor bir anda kendini sonsuz gibi görünen bir kırda çayırda buluyor.Sonra orada kendi kayboluyor.Bir insan başka bir insan yüzünden mantığın renk ayarlarının fena halde karıştığı bir düşlemde buluyor kendini.Bende böyle bir durumdayken hayatımın hatasını yapmış bulundum(kafanız iyiyken
aklınıza gelen her fikir muazzam görünür)bu hata hayatım üzerine bir söz vermekti.(Sizden istenmeyen bir şeyi başkasına vermeyin.)Biraz ileri sarıp ayrıntıları geçiyorum.(Papatya kokusu içinde,cebinizde elmalı lolipop olduğunu unutmadan,ağzınıza orgazm yaşatan ekşi-tatlı bir şarabı yudumlarken,şarampole yuvarlanan bir uzun yol otobüsünde,meyve suyu ve kek ikramını kaçırmış vaziyette uyanmak gibiydi.)Bu hata bana pahalıya patladı.
Her gece aynı kişiyi düşünmek hala sevdiğime dair şüphe uyandırıyor.(aşk acısı çekerken yazdıklarıma utançla bakıyorum)
Şüpheler uyanınca beni uyanık tutuyor ve her sabah işe uykusuz gidiyorum.(Ulan yaşamak denen hayatta kalma oyununa sürekli kaldığım yerden başlıyorum.)Bi süre daha böyle geçiyor.
Ne meteliğe ne de silah ruhsatı almaya yetecek ruhsal enerjiye sahibim.Cebimde sadece beni işe ve eve götüren akbil dışında sadece saate ve maaşa kaç gün kaldığına bakmaya yarayan telefonum var.Daha da kötüsü bu hale fena halde alışmış durumdayım.Yolda kalsam kimseyi arayamayacak olmaktan zevk alıyorum hayatım işte böyle tehlikeli.(Hayat denen halüsilizyonu tasarruf moduna geçirmişim.)Bu halde işten eve dönerken telefonum çalıyor arayan numarayı bilmiyorum,şöyle bir etrafa bakıp -halo! diyorum.Arayan o sesi yardıma ihtiyacım var dediğini duyuyorum.(Böyle bir telefon bekliyordum daha doğrusu hayalini
kuruyordum)Sözümün eriyim sadece neredesin? diye soruyorum,ev dediğini duyar duymaz kafamda en hızlı nasıl gideceğim konusunda (Daha önceden planladığım.)plan hazır.Hemen paraleli olan ilk durakta inip otobüs bekliyorum param yada tehdit unsuru oluşturabileceğim bir şeyim yok.(Silahım olsa birini şoförüm olarak rehin alırdım.)İş yerinde her gün içtiğim kahvelerden biri sonunda işe yaramaya karar veriyor ve tasarruf modundan turbo moda zıplıyorum.(Sonunda bir amacım oluyor.)Israrla kendimi arıyorum da açmıyorum gibiyim metrodayım,bir yandan kafamın içinde metrodayım olası tüm senaryo duraklarda fikir gezdiriyorum.Koşarak merdivenleri aşıyorum son düzlükte enerjimi saklamak açısından yavaşlıyorum.(Gerekli olabilir.)Evinin kapısına vardığımda eskiden yaşadığım aynı gerginliğin kokusunu alıyorum içeriden bağırışlar geliyor.(Apartmanda biri eş cinsel olduğunu açıklamış olmalı.)Sorun onun bağırışını duymam kan beynime üçlü salto atarak artizliğini gösteriyor.

Adım rüya,sol kolum daha güçlü ama ince işler için uygun değil.Her insan arada bir kendini iç güdülerine bırakmalı zaten her insan arada bir kriz geçirir bu kapitalizmde olduğu gibi sisteminin kusurlu olduğunun kanıtıdır.Kapıyı yumruklamaya başlıyorum biraz daha açmazlarsa kapı hal değişimine uğrayacak.Kapıyı eski sevgilim hışımla açıyor ne oluyor diyorum.
(Aslında yüzünü gördüğüm anda açıklama gereksinimi yok oluyor.)Onu arkama alıp lavuk ile yüz yüze geliyorum kafamda tempestın skrillex versiyonu st.anger ile birbirine karşıyor.Her şey çok hızlanıyor gard alma fırsatı alamadan kafama yumruğu yiyorum.(Şimdi birde çınlama sesi eklendi.)Görüşüm yerine geldiğinde burnumu kıracak darbeden kendimden beklemediğim bir dans figürüyle kaçıyorum ve lavuğun tüm gücünü eklediği yumruk kirişte patlıyor.(Bu zamana kadar şans eseri yaşamışım).
O eli bir daha kullana bilmesi mümkün değil.Kafamda direksiyonu bıraktığım anda şarampole yuvarladığım kişi o lavuk oluyor.Bedenimin ağırlığını yumruğuma yüklemem beni de yerdeki pisliğin üzerine deviriyor.(Sol elimin acısı tüm vücudumdan elekttrik dalgası gibi geçiyor.)
İki salise bile kaybetmeden sağ yumruğu elimi kanatırcasına sıkıp sürekli pisliğe daldırıp çıkarmaya başlıyorum.
Babamın ile abimin bu pozisyondaki resmi kafamda çaktığında sinirden daha da hızlanıyorum.(Olmadığım birine dönüşemem.)
Yumruğumun artık surat denemeyecek kanlı karartıda sesini duyduğumda yavaşlıyorum.Bir tane daha(cıtlık)bir tane daha, (cıtlık) bir tane daha(cılplık) ve duruyorum pislik hala nefes alıyor.Yere çökmüş eski sevgilimi görüyorum.(Güzellik doğası gereği etrafındaki şeylerin değerini azaltarak çirkinleştirir,hala doğaya aykırı görünüyor.)
Sağ elimi bir süre kullana bilmem imkansız yinede çektiğim acıyı çaktırmayacak kadar enerjim var.(Boşa harcanan enerji.)İyi misin diyorum bir bana birde yerdekine bakıyor ve ağlamaya başlıyor.Kendine gelmesi için biraz bekliyorum bu sırada en azından çalışan elimle sigara sarmaya çalışıyorum sağ baş parmağımı acıya rağmen kullanmadan yapmak imkansız.Zorda olsa beceriyorum.Ben bitirdiğimden eski sevgilim hikayeyi anlatıyor.(Aslında gerek yok)Heyecanlı,heyecanlı.Deli diyor.Yerde artık
yüzü olmayan pislik için beni öldürecek diyor.(Bu sevgi değil eğer dövmeden öldürseydi belki.)Saplantılı,bıçağı var neler söylediğine inanamazsın diyor.
Zorla ağzından bana tecavüz etti demesiyle hikayenin sonunu yüzündeki yaralara düşen göz yaşları tamamlıyor.

Adım rüya,normal bir şekilde devlet hastenesinde doğmuşum.Yine eski sevgilimin kendini toplamasını beklerken banyoya gidiyorum(Tuvaletteki lavabo çok küçük.)Elim fena halde,acele etmeden yıkıyorum aşırı sakinim.(Neredeyse kendimden korkabilirim)Hiç bu kadar sakin olmamıştım gerçek diye bir şey var mı neredeyse kadar verebilirim.(Baudrillard’a selam.)
Aynada kendime çeki düzen veriyorum sonra mutfağa gidip çekmeceleri karıştırıyorum.Geri döndüğümde neredeyse her şey aynı ama artık ağlamıyor.Kolundan tutup yüzsüz bir masaymış gibi onu bir yana kendimi de karşısına koyuyorum.(Sigaram bitmeden sönmüş şimdi gülümseyemem)
Sigarayı yeniden yakıp yüzüne bakıyorum.Ve sanırım ilk defa onu verdiğim sözü duyuyor sana bir hayat borcum var diyorum ve ödemem için zamanlama mükemmel sözümü sadece bir hayatla tutabilirim diyorum.(Gözlerinin gözlerimin içinde olduğundan emin olarak.)
Onu öldüre bilirim.Daha doğrusu diyorum konuşmayı bitirmeden bunu zaten yapıcam ama sana verdiğim sözden kurtulmam için izin vermen gerekiyor.Evet demene gerek yok hatta konuşmana sadece iki de yada elinle bir yap elini havaya kaldır.Ağlamaya başlıyor ayağa kalkıp dikkatle müstakbel cesede zarar vermeden yanına gidip omuzlarına ellerimi koyuyorum.(İnsanların kokusu sanırım değişmiyor.)Aslında bi şey söylemesine gerek yok.Beni öldürecek peşimi asla bırakmayacak diyor.Bu aslında bir çeşit
evetti ama yeterli değildi ve otorite bendeydi.
Yüksek sesle umrumda değil bu evrende ki son iyi canlı olabilir açlığın ve kanserin çaresini aklında taşıyo olabilir(sanki en önemli şey aşk acısı değilmiş gibi) zerre umrumda değil sadece 2 de.
Tamam diyorum elini uzat,elini tutuyorum ve anlaşma tamamlanıyor.Eski yerime geçiyorum yine biraz sakin olması için bekledikten sonra tüm dikkatini bana vermesini söylüyorum.Sessizliğin kesinliğine kanaat getirdiğimde kafamda üç adet plan var.Sakin misin diye soruyorum.
Biraz bekleyip anlatmaya başlıyorum.Dördüncü plan için zaman gerekli (Önemli olan cesetten kurtulmak ölüm zaten kesinleşti.)
ve malzeme; varsa 24 tane çöp poşeti(Çift poşet daha iyi olur)ve testere olmadı satır.(Küçüklük hayalim kasap olmaktı.)
Maktülün(Garip geliyor gelmeli de.)şüphe uyandırmayacak boyutlarda poşetlenmesi için en az on iki tane gerekiyor bu iki günde iki kişiyle birer kez gece çöp atılarak halledilebilecek bir iş ama riskli.Eve bir süre kimsenin gelmemesi gerekiyor.
Yanlış zamanda gelen olursa et yemeği yapmak gerekebilir.(Gülümsersem kötü olur.)Şaka yapıyorum.(Genelde yanlış zamanlarda)
Üçüncü planın riski hukuki olarak düşük ama benim için biraz hayati tehlikesi var ve oyunculuk gerektiriyor.Önce kalbine (ölmeli)kendi bıçağını sokucam sonra kendi karnıma (Sırası önemli değil açı önemli.)Bu sırada yanına yatıp boylarımıza bakıyorum ve kalkıp yerime geçiyorum önüme eğilerek devam ediyorum.Sonra hastanede beni tedaviye maktülü ise morga alacaklar.Bunun için iyi oyunculuk yapmalısın(Benim için aslında farketmez.)Aslında günlük hayatta yalan söylemekten farksız
sadece bu sefer sakin olmana gerek yok.Seçimini yaptıktan sonra banyoya git(Görmesine gerek yok hala sözümü tutmadım)
Birinci plan senin için tehlikesiz.Maktülün üzerine çocuk tecavüzcüsü yazacağım bunu çıplak derisine kazıyacağım.(Okunaklı olması önemli.)Gerisi benim için şans.Kanını akıtınca biraz daha hafifleyecek.Banyoda temizleyeceğim.Eğer sokakta biri karşıma çıkarsa hikayem hazır.Bir adam gece karanlığında silahını çekiyor bana napıyorsun dur diyor.Bende maktülü yere bırakıp başlıyorum.Bir ay önce Annemin babamı fena halde döverek hastanelik etmesinden sonra neredeyse sokaklarda yaşamaya
başladım.Bir gün sürterken üç turist kızı takip eden bir zibidiye rastladım bende onu takibe aldım ve kuytu bir sokakta bıçağını çekerken sinirimi ondan çıkardım.Kızlardan biri olayın şokunu atlattıktan sonra durumu bu hale getirmemden, adalet hakkında biraz lafladıktan ve hikayemi dinledikten sonra hoşnut oldu.O da bana kendi trajik hikayesini anlattı bir nevi arkadaş olduk.Bir süre sonra sonunda iş buldum biraz düzenim olacaktı ve annemi yanıma alacaktım .İş görüşmesine gitmek
üzereyken telefonum çaldı arayan arkadaşımdı.Acil yardımımı istedi kıramadım işi bırakıp gittim bana kanımı donduran bu orospu çocuğunun yaptıklarını anlattı.Bu lavuk sekiz yaşındaki bir kızın ve aynı zamanda arkadaşımın komşusu eğer arkadaşım durumu şans eseri pencereden fark edip gidip anlamasaydı biri belki de o çocuğun cesedini götürüyor olacaktı diyerek yazıyı göstericem.(Nekrofilili birine denk gelsem iyi olurdu.)Gerisi şans belki bir kenara atmama yardım eder.Yada öylece bırakırım.
Bu sırada bizi dinlediğini bildiğim pislik can korkusuyla koşmaya başlıyor kapı tam bıraktığı yerde.(İkinci plan işe yaradı.)
Kendime hayranlık duymadan edemiyorum tabi bu duygu yine onunla ayrıldığım yoldan gece karanlığında kaybolurken sözümü tutmadığım aklıma geldikçe yok oluyor.(Sözlerin bi önemi kalmadığını düşünmeye başlıyorum.)
En çok sıkılan insanlar seri katiller olmalı çünkü ölüm hayatın değersizliğini gösteriyor.Sözü Jeffrey Dahmer a bırakıyorum.

“Zamanımı gerçekten boşa harcadım.” (Başka seçenek varmış gibi.)

Şüphe Tanrısı
Latest posts by Şüphe Tanrısı (see all)