Ben kaçtım ve kovaladın,
Sen kaçtın ve kovaladım,
Bayağı yorgunum ve karıştım,
Kurallar umarımda veya umurumda değil, ama hayatlar kurallara göre yaşanıyor.
Gerçeklerin makinası belli kurallara göre çalışıyor her zaman.
Bu da oyunun bir parçası. Dinle beni…
Benimle yalnızca gerçeğin dışında buluşabilirsin.
Sana bunu daha önce de söylemiştim. Biliyorsun!
Unuttun evet… Sen de ben de kaybolmuştuk çünkü,
Farklı dünyalarda.
Kaybolmak.
Bence bu benim sorunum olabilir.
Çözümüm de olabilir. Sonum da olabilir.
Kendimi içinde olduğum her şey için eksik/suçlu/tamamlanmamış/yetersiz hissetmek gibi kaçınılamaz bir şey.
Böyle hissetmezsem asla daha iyisi olamayacağımı düşünüyor olabilirim.
Ne düşündüğümü ben de bilmiyorum aslında.
Ama benim için doğrusu bu sanırım. Bilmek için bilmemek.
Düşünceler durmadan akıyor,
O yüzden beni bazı konularda ikna etmen oldukça zor.
Çünkü ben durumlara tarafsız bakmayı tercih ediyorum.
Diğer taraftan bu senin bana nasıl hissettirdiğini de önemsizleştirmiyor gözümde.
Yine de şu durumda olumlu veya olumsuz bir payım olup olmadığını idda etmek benim için biraz zor her halükarda.
Belki ben kendi kendime her şeye önem atfediyorumdur sadece. Boşver.
Beni ikna ettiğin bir yer olabilmesi için, alternatif gerçekliğimize tamamen inandığımız bir şekilde var olabilmeyi öğrenmemiz gerekiyor sanırım. Yani bunun için de bir nevi gerçek olmayan bir yere inanmak ve oraya sıkıca tutunmak gerekebilir. Durum biraz karmaşık…
Orada geçen zamanlarımızda oldukça mutlu, keyifli, dostça, zevkle ve beni ikna etmene bile gerek kalmayacak şekilde vakit geçirebiliriz. Tabi bunun için akli dengemizin buna hazır olması lazım. Ayarlayabilir misin bir şeyler?
Ya da, bu bir nevi akli dengemizi bozmamız anlamına geliyordur belki. Tehlikeli bir bölge. Girsek mi sence?
Savaş cephelerinde koşmaya alışkınız, ironik şekilde kendimizi sürüklediğimiz yerler de hep sığınaklar olmuşken.
Hem kaçıp saklanırken, hem de durmadan koşmak biraz garip değil mi?
Cenneti düşleyip cehennemde yaşamayı arzulayan insanoğlunun kafası oldukça karışmış gibi.
Evet en nihayetinde bu bedenin imkanlarıyla hareket ediyoruz. Başka çaremiz de yok.
Ama yeterince tanıyor muyuz sence kendimizi? İsteklerimizin temelinin nereden doğduğuna ne kadar baktık?
Ne kadar indik derinlerdeki ilkelimize. Onu kokladık, dokunduk, okşadık, dürttük, rahatsız ettik ve kucakladık.
Köşeye itip üzerine tükürdüğümüz benliklerimiz orada çok yalnız kalmadılar mı sence de?
Ne için dolduruyorsun mermiyi tüfeğine? Kimi avlayacaksın bugün?
Neden senden kaçıyorlar düşündün mü hiç?
Anlıyorum. Sen bir savaşçısın. Var olmak için eğittin ve koşullandırdın kendini.
Ama neden hep bir düşman arıyorsun karşında?
Mevcut şartlar yanında olmaktan çok karşında durduysa bile, diğerlerinin suçu ne? Korkuyor musun yoksa?
Tanımıyorsun onları. Kendinde dahi henüz pek ilerleme kaydedemedin.
Peki. Çok soru sordum biliyorum.
Biraz dinlen. Yoruldun.
Mataranda çok da su kalmadı.
Yavaş yavaş içmeye çalış.
Tasarruflu kullan.
Tadını çıkar.
Son yudumların olabilir…
Her zaman kıt kaynaklarla sınırsız ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyorsun.
Neden bunu yapıyorsun? Başka çaren yok mu?
Bu aralar üzerine çok geliyorum evet.
Ama bu daha başlangıç.
Her zaman sadece başlangıçlar var biliyorsun.
Çünkü sen sonları kabul etmezsin.
O yüzden onlara süngüler yerine hep cebinde taşıdığın çiçekleri uzattığını ve öldüğünü unutmadın değil mi?
Unutma.
Yeniden doğacaksın.
Kendine Yabancılaş(ma), Kendine Uzaklaş(ma), Kendini Kaybet-me
Görsel: Blick
Müzik: Klone – Yonder
- Babam, Şefim, Erim… - Mar 14, 2023 @ 1:03
- Bir Dün, İki Ölüm, Üç Bugün - Eki 22, 2022 @ 2:29
- Korkuluk - Haz 28, 2022 @ 3:00
Ah siyah perdecim nasıl güzel yazılar nasıl lafı gediğe koymak bu, kaleminize, klavyenize sağlık
Sağ olunuz Onur, hepimizin canına sağlık. Gönlümüzden geçen sözü gediğine yavaşça bırakıyoruz ki ihtiyacı olanlar oradan alabilsinler. Lafın gediği bazen kalpler, bazen ise zihinler. Ama hep kardeşçe koyuyoruz. İncitmeden, bazen bir yere bırakıyoruz, bazen bir yerde buluyoruz biz alıyoruz. Kendimizi ve birbirimizi kaybet-meyelim diye.
Bu arada gedik kelimesi çok kıymetli, yazının da ruhunda olan güzel bir kelime. Kullandığın için teşekkürler. Merak edip diğer anlamlarına da bakınca ilham verici oldu yukarıdaki yanıt için.
gedik, -ği
1. isim Bir düzey üstündeki yıkık, çatlak veya aralık, rahne:
“Kalenin gedikleri / Şekerdir yedikleri” – Halk türküsü
2. isim Dağ geçidi.
3. isim, mecaz Boşluk, eksiklik:
“Kanunların gediğinden alabildiğine yararlanıp küpünü doldurmuş bir açıkgözdü.” – Haldun Taner
4. isim, mecaz Güçlük, güç durum:
Gedikten kurtulmak.
5. isim, askerlik Yarma saldırısında düşman mevzilerinde açılan yer.
6. isim, tarih Bir işi yapmak, bir şeyden yararlanmak yolunda verilen hak, imtiyaz.
7. isim, eskimiş Eksik dişli.
Merhametli, şefkatli öz sorgulamalar yapmaya çalıştığım bu gece de ne güzel karşıma çıktı bu iç dökümü … gerçek benliğin asla zarar görmediğini ve asla kaybolmadığını bilmek, hep hatırlamak, yorulan ruhlara hatırlatmak isterim … sevgiyle
İç dökülür, için döküldüğü bir yer ve aktığı bir kanal vardır, o yer ne kadar güçlü olursa olsun, zamanla oyulur, aşınır, akanlar onu şekillendirir. Ve akmaya devam ederse, aktıkça genişletir kanalın kenarlarını, damarları olur, güçlenir şelalesi olur ruhun. Zamanla, ruh aktıkça nehir genişler, genişledikçe daha yumuşak akar, o yer(çukur) belli bir derinlikte oyulduğunda ve belirli bir derinliğe geldiğinde – ki bu derinlik akıntının gücüyle ilişkilidir – öylece kalır, sakinleşir. Artık akıntının geldiği, onu kabul eden bir çanak olmuştur. Artık o oyuğun/çukurun içinde yeni yaşamlara da yer vardır. Yolu geçen gezginlere rehber olur ve yaşamaya, onların zihninde ve ruhunda yaşamaya, içinde canlıları yaşatmaya devam eder. Hem içeride, hem dışarıda. Ruh ruha değer.
Olum nasıl bir tarikatsınız lan siz. Termodinamik çalışıyordum nereye geldim.
Sosyal medya mecralarının bizi çektiği karanlık dipsiz kuyuların hayatın sıradan bir parçası haline gelerek yadırganmadığı şu günlerde, böyle pinhan meskenler biraz garip kaçıyor artık galiba… Hoş geldin.
Her şey yok olmaya mahkum, her şey çözünme eğilimindeyken termodinamiğin 2. yasası olan “entropi”nin hayatın herhangi bir alanında olamayacağına inanabiliyor musun? Varlık yokluktan doğar, yokluk varlıkla dolar. Her şeyin mühendisliklik bilimleriyle açıklanmaya çalışıldığı ve giderek ruhunu kaybeden bir dünyada bilimle tini birbirine birbirine “anlamlandırılabilir bir sistematikle” karıştırarak lezzetli bir kokteyl haline getiren tüm ruhlara selam olsun.